İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | a pivotal role i. | önemli bir rol | ||
They also play a pivotal role in the Cotonou partnership agreement. Cotonou ortaklık anlaşmasında da önemli bir rol oynarlar. More Sentences |
||||
Genel | a pivotal role i. | büyük bir rol |